Üzerinde yaşam olan adaların, daha doğrusu adacıkların; bir akbaba için önemi büyük. Sebebi, adalarda genellikle yırtıcı hayvan olmaması. Karasal alanlarda, orman ya da herhangi bir yerde bir hayvan hayatını kaybettiğinde, yerine göre kedi-köpek gibi insana bağımlı ya da yaban domuzu, sansar, tilki, çakal gibi vahşi hayvanlar sözü edilen ölmüş bedeni parçalıyor, dolayısıyla bulunabilecek her şey büyük alanlara yayılıyor ve bulunması neredeyse olanaksızlaşıyor. Bunun yanında eğer ölen, küçük bir hayvansa kemikleri de diğerleri tarafından tüketilebiliyor.

Oysa adalar öyle mi? Canım adalar.

Ada canlıları, şu ya da bu sebepten öldüklerinde, en fazla martılar vs. işe koyuluyor. Sonra genelde sahillerde yaşayan kas yiyen böcekler devreye giriyor. Kısa bir süre sonra, hemen hemen tam bir iskelet kalıyor. Bunun üzerine hele sıcak mevsimdeysek, güneş çalışmaya başlıyor ve kalıntılar tamamen dehidre hale geliyor, yani nemden sudan arınıyor. Bu da çürümenin durmasına, kemiklerin sağlam kalmasına yol açıyor.

Hatta söz konusu beden, hiç kimse tarafından rahatsız edilmez de, güneşin altında o şekilde yatarsa, güneş sayesinde dehidrasyon bütün beden dokularına uygulanıyor. (Bkz: Doğal mumya)

Ayrıca diğer dokulardan temizlenmiş kemiklerin üzerinde, güneş ışıklarının beyazlatıcı bir etkisi de var. Yani doğru zamanda, doğru adanın doğru yerindeyseniz; çok güzel, neredeyse eksiksiz ve tertemiz kemikler bulmanız çok olası. Diğer yazılarda da belirteceğim gibi, yine de bu kemikleri dezenfekte etmek ve biraz daha beyazlatmak için hidrojen peroksit kullanmak önemli.

Adacıklar bu anlamda, akbabaların bir anlamda mabedi konumunda. Çünkü hem eksiksiz iskelet yapısı bulmak mümkün; hem de kemikler yağmalanmadığı için çok sayıda kemik bulunabiliyor. Anatomi öğrenmede de çok yararlı olduğunu söyleyebilirim kendi adıma. Bulunan küçük bir kemiğin, hangi hayvanın neresine ait olduğunu araştırmak, çalışmalar sırasında birleştirme yaparken çok işe yarıyor.

Benim yaşadığım İzmir çevresindeki adalarda genellikle tavşan ve martı kalıntıları bulunuyor. Farklı coğrafyalarda başka türler de söz konusudur mutlaka. Yine de adalar güzel, adalar cici, adalar sağlam bir akbaba sebili…

Related Posts

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir