Öncesinde de kemiklere ilgim ve merakım olsa da, elle tutulur ilk nesneleri ortaya koyuşumun hikayesini anlatmak istedim.

2015 yılının başında, yanılmıyorsam 19 Ocak tarihinde, bir arkadaşımla birlikte İzmir’deki ilk korku temalı evden kaçış oyununu açmıştık. Oyunu tasarlarken, dekor amaçlı pek çok şey ortaya koyduk. Duvarları kapladığımız kumaşlar, dolaplarda, raflarda duran türlü eşya ve obje…
Ne yaparsanız yapın, bir evi ürkütücü yapacak yeni nesneler bulmanız; hele de elinizden iş geliyorsa bu nesneleri üretmeniz mümkündür. Bizde de o şekilde gelişti.

Pandora'nın Evi- Cinar
Pandora’nın Evi – Cinnar – Yatak Odası
Pandora’nın Evi – Cadı – Yemek Odası


Önceleri satın aldığımız, arkadaşlarımızdan topladığımız, bit pazarlarında gördüğümüz objelerle dekorasyonu gerçekleştirsek de, senaryo gereği bazı özel şeylere ihtiyaç duymaya başladık. Naylon çoraba sarılmış plastik kemiklerden oluşan mumyalanmış bir bebeğe ihtiyacımız oldu.

Pandora'nın Evi - Cinnar
Pandora’nın Evi – Cinnar

Daha sonra bit pazarından satın aldığım kemiklerle bundan daha etkileyicisini yapabileceğimi fark ettim. Yaptım ve aslında son derece de tatmin edici oldu. Hatta üzerindeki el örgüsü sarı yün ceketi ile fazla gerçekçi ve ürkütücü oldu aslında. (Ne yazık ki onu hiç fotoğraflamamışım) Bu nedenle fazla travmatik çağrışımlar yaptığını fark ettiğimiz için bir süre sonra söz konusu objeyi oyundan çıkardık. (Korkuda pek çok şey mubahtır bana kalırsa ancak duyguları istismar etmek, hiç de etik bir yol sayılmaz. Tıpkı fobilere oynamak gibi)

Bir süre geçince korku evinin konseptini değiştirdik. Üstelik bu defa, oyuna kostüm giyerek canlı oyuncu olarak biz de giriyorduk. Maske, kostüm hepsi güzeldi de, elimizde bir aksesuar olmalı gibi geliyordu. İstediğim, klasik elektrikli testere vs gibi saçma bir şey değildi. Nihayetinde bu bir oyun ve kimse kimseyi testereyle kesmeyecek, bunu hepimiz biliyoruz. Yine de gören kişide ürperti uyandıracak bir şey istiyordum.
İşte bunun üzerine düşünürken, çok sevdiğim dizi Supernatural’daki “Kabil’in bıçağı”ndan yola çıkarak aşağıdaki arkadaşı hazırladım.

Kabil’in Bıçağı

Pandora’nın Evi isimli korku evimizin Cinnar isimli efsane oyununda, yine Cinnar isimli canavarımız uzun süre söz konusu bıçakla boy gösterdi. (Hala hatırlayanlar olduğundan eminim)
Ardından iki karış boyunda bıçağımızın karanlıkta seçilmesi oyuncular için zor olduğundan, elimizdeki malzemelerle bir değişiklik yapmaya karar verdik ve bu kez büyükbaş kemiklerinden aşağıdaki kemik palayı hazırladık. Uzun bir süre de onunla devam ettik.

Kemik Pala

Yıllar geçip, hem yerel yönetimin ruhsat vermeme eziyeti, hem de korku evlerinin psikoloji ve korku literatüründen uzaklaşıp, elektroşok cihazıyla insanları kovalamaca oyununa dönüşmüş olması nedeniyle sektörden ayrıldık; ancak söz konusu dekorların çoğu yine İzmir’in ilk korku temalı barı olan Pandora Bar’da yerini aldı.
İşte benim “akbaba” olmaya ciddi adımlar attığım dönem tam da bundan sonrasına rastlıyor aslında. Yine de temelleri yukarıda anlattığım korku evi dönemine ve “Kabil’in bıçağı”na dayanıyor.

Related Posts

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir